AÇIK LİSE TEMEL DİNİ BİLGİLER 2 DERS ÖZETİ

admin
Şubat 26, 2023
104 views
SPONSOR

İSLAM VE HUKUK

İslam Hukuku ve Mahiyeti

İnsan toplumsal bir varlık olduğundan diğer insanlarla birlikte yaşaması gerekir. İnsanın yaşamak için birçok şeye ihtiyacı olur. İnsanın bütün ihtiyaçlarını tek başına karşılaması imkansızdır. İnsanın diğer insanlarla ilişkilerini düzenleyen olguya toplumsal düzen adı verilir. Toplumsal düzen insanları sadece bir araya gelmesiyle oluşan bir yapı değildir. Toplumsal düzende insanların ihtiyaçlarının adaletli karşılanması gerekir. Bu yüzden yaşamı düzenleyen kurallara ihtiyaç vardır. Bu kuralları belirlerken de din, ahlak, hukuk, örf ve adet etkisi vardır. Toplumsal düzende insanın hak ve yükümlülükleri sağlanmalıdır.

Fıkıh İlminin Konuları

İBADETLER

Namaz, Oruç, Hac, Zekât

MÜNAKEHAT (AİLE HUKUKU)

Evlenme ve Boşanma

MUAMELAT (SOSYAL İLİŞKİLER)

Günlük hayatla ilgili her türlü hak.

Fıkıh ilmi, insanların Allah’a karşı olan vazifelerini yerine getirmede kolaylık sunar. İnsanın dünya ve ahirette mutluluğu için kendi yararına ve zararına olan durumları bilmesini sağlar.  Ayrıca insan ilişkilerini düzenlerken ve toplum hayatında adaletin gerçekleşmesinde de katkısı vardır. Fıkıh ve fıkıh usulü alanında öne çıkan isi Hanefi mezhebi kurucusu Ebu Hanife’dir. Öğrencileri daha sonra görüşlerini sistemleştirmiştir.

İslam Hukukunun Temel İlkeleri

Teklifte Kolaylık: Teklif, Allah’ın kulunu bir iş yapma ya da yapmama konusunda yükümlü tutmasıdır. Dinin emir ve yasakları karşısında sorumlu olan kişilere mükellef adı verilir. Bir kişinin teklife ehil sayılması için, akıl sağlığının yerinde olması ve buluğ çağına girmesi gerekir. Bu yüzden akıl hastaları ve çocuklar mükellef olarak kabul edilmez.

Helallerde Genişlik: Yüce Allah evrende yer alan her şeyi insan için yaratmış ve insanın kullanımına sunmuştur. Ayrıca Allah rahmetinin ve merhametinin gereği olarak insana dünya ve ahiret huzuru ve mutluluğu için çok sayıda peygamber göndermiştir. Peygamberler aracılığıyla emir ve yasakları bildirmiş, bunlara uydukları sürece insanın dünya ve ahiret saadetine ereceğini bildirmiştir. İslam dininde insanlara getirilen emir ve yasaklar, mükelleflerin iyiliği, faydası ve güzelliği içindir. Allah’ın emrettiği şeyler iyi ve güzel; yasakladığı şeyler ise kötü ve çirkindir.

Adaletin Gözetilmesi: Adalet sözlükte doğruluk, eşitlik, aşırılıktan uzak ve dengeli olma anlamına gelir. Terim olrak ise bir işi yerli yerine koyma, hakkı sahibine verme anlamındadır. Adalet Kuran’da ve hadislerde genel olarak denge, doğru yol izleme, tarafsızlık anlamlarında kullanılır. adalet mülkün temeli olduğu için her zaman gözetilir.

Suçun Şahsiliği: Allah insanı diğer varlıklardan farklı yaratmıştır. Allah insana akıl ve seçme özgürlüğü vermiştir. İnsan da bu özellikleri ile iyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı ayırabilir. İnsan, kendisine verilen akıl ve irade nimeti ile yaptıklarından sorumludur. Allah insanın özgür iradesi ile yapacağı davranışlardan sorumlu olacağını Kuran’da bildirir.

Suç ve Ceza Arasında Denge : Ceza, iyi ya da kötü olan bir fiil ve davranışın karşılığını vermek anlamındadır. İslam hukukunda dünyevi mahiyette özendirici ya da caydırıcı yaptırımdır. İnsan yaratılış gereği diğer varlıklardan ayrılır. O, iyi ve güzel işler yapabileceği gibi, hata ve suç işlemeye meyilli bir yapıya da sahiptir. İnsan özgür iradesini yanlış yönde kullanarak hataya düşebilir. Unutarak gaflete düşerek hata ya da suç işleyebilir.

Kamu Yararının Gözetilmesi: İslam dininin temel amacı dünya ve ahiret mutluluğunu insana sağlamaktır. Bu sebeple birey ya da toplum yararının gözetilmesi dinin temel amacıdır. Birey ve toplum hayatıyla ilgili olarak İslam dininin koyduğu kural ve hükümlerden beklenen faydanın tamamen alınması için hükümlerin aksatılmadan düzenli olarak uygulanması gerekir. İslam dinindeki emir ve yasaklar sadece bireysel sorumlulukları değil toplumsal sorumlulukları da barındırır. Bu hak ve sorumluluklar kişisel menfaatlere göre değil toplumsal adalet ilkesine göre belirlenir.

İslam Hukukunun Kaynakları

İslam hukuk kaynakları en genel anlamda edille-i şer’iyye kavramı olarak ifade edilir. Edille-i şer’iyye İslam hukukunda şer’i hükümleri çıkarma yollarına denir. İslam hukukunda hükümlerin dayandığı deliller en temelde Yüce Allah kelamı olan Kuran ile O’nun son elçisi olan Hz. Muhammed’in sünnetidir. Bunların yanında icma ve kıyas da bu deliller arasındadır.

İslam hukukunun kaynakları en genel anlamda edille-i şer’iyye kavramı ile ifade edilir. Edille-i şer’iyye, İslam hukukunda şer’i hükümleri çıkarma yolarına denir. İslam hukukunda hükümlerin dayandırıldığı deliller, en temelde Yüce Allah’ın (c.c.) kelamı olan Kur’an-ı Kerim ile O’nun son elçisi olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sünnetidir. Bunların yanında icma ve kıyas da bu deliller arasındadır. İslam hukukunun kaynakları şunlardır:

  • Kur’an-ı Kerim
  • Sünnet
  • İcma
  • Kıyas

Hukuk ile Ahlak İlişkisi

Hukuk kelimesi Arapça hak kelimesinin çoğulu olan haklar kelimesinden gelir. Kişinin davranışlarını düzenleme için toplumların gelenek ve göreneklerine göre bazı aşamalardan geçilerek bulunulan çevreye göre devlet tarafından konulan farklı kuralların tümüdür. Arapça Hulk kelimesinin çoğulu olan Ahlak ise bireyin yaradılış, huy, karakter ve de manevi niteliklerinin tümüne hitap eden bir kavramdır.

ANA HATLARIYLA İSLAM AHLAKI

İslam Ahlakının Gayesi ve Konusu

İslam sözlük anlam olarak kurtuluşa ermek, boyun eğmek, teslim olmak, barış yapmak anlamlarına gelir. Terim olarak ise Yüce Allah tarafından gönderilen son peygamber Hz. Muhammed tarafından tebliğ edilen, kıyamete kadar bütün insanlara hitap eden ve yaşamada doğru yolu gösteren dindir. Peygamberimiz İslam dinini tebliğ ederken bizzat da uygulamış ve bu uygulamaya büyük bir insan kitlesi katılarak şahit olmuştur. Daha sonra da bu şehadet benzer bir şekilde nesilden nesle, kesintiye uğramadan aktarılmıştır. İslam aynı zamanda ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem’den beri peygamberler aracılığıyla gönderilen ilahi dinlerin ortak adıdır.

İslam Ahlakının Kaynakları

İslam ahlakının temelde iki kaynağı bulunur: Bunlardan biri Allah’ın kelamı olan Kuran diğeri de O’nun son elçisi olan Hz. Muhammed’in söz ve davranışları olan sünnettir. Kuran, İslam dininin temel kaynağıdır. İslam ahlakını en kısa ve en doğru yoldan Kuran’dan öğrenebiliriz. İnsanlara neyin iyi neyin kötü olduğunu ve insan davranışlarının değerinin ne olduğunu açıklayan Kuran’dır. Peygamberimiz de Kuran’ın açıklamalarına göre hayatını şekillendirerek bu uygulamaları bize göstermiştir.

Ahlak ile Terbiye İlişkisi

Terbiye sözlükte korumak ve gözetmek anlamına gelir. Terim olarak ise en mükemmel derecesine ulaşıncaya kadar adım adım inşa etmektir. Terbiye insanın bedeni, zihni, ahlaki gelişimi ve olgunlaşmasını sağlamayı ifade eder.  Terbiye kelimesi eğitimde talim kelimesiyle birlikte anılır. İslam kültüründe genel olarak öğretimin karşılığı olan talim, eğitimin karşılığı olan terbiye ile kullanılır. Öğretim bilgi kazandırma, insanlığın sahip olduğu bilgileri yetişen yeni nesle aktarma faaliyettir. Eğitim ise daha ziyade davranış ve karaktere esas teşkil eden beceri ve değerler kazandırmaktır.

Allah’a Karşı Vazifelerimiz

Vazife; şahsi ve sosyal hayatta düzen sağlamak, saadet ve selamete ulaşmak adına hem kendimize hem de Yüce Allah’a hem de başkalarına karşı yapmayı manen üzerimize aldığımız fiil ve durumlardır. Akıl ve irade sahibi insanın yaratıcısına, kendi nefsine, ailesine, topluma ve diğer tüm varlıklara karşı sorumluluklarını içerir. İslam ahlakında vazifenin kaynağı dinimizdir. Bize vazifelerimizi ilk öğreten Allah’tır. Kuran’dan sonra vazifenin en önemli kaynağı ise Peygamberimizin sünnetidir. Dinimizde bulunan emir, yasak, farz, vacip, helal ve haramlar insanların vazifelerinin neler olduğunu açıklayan hükümler arasındadır. Bu sayede Müslümanlar inanç, ibadet ve ahlak bütünlüğü açısından vazifelerinin ne olduğunu bilerek hareket eder.

Kur’an-ı Kerim’e Karşı Vazifelerimiz

Kuran, Peygamberimiz Hz. Muhammed’e yaklaşık 23 yıllık bir süreçte indirilen son ilahi kitaptır. Son ilahı kitap olması, onun hükümlerinin kıyamete kadar yaşayacak olan tüm insanlar için geçerli olduğunu ifade eder. Yüce Allah Kuran’da insanların dünya ve ahiret saadetlerini sağlayacak olan inanç esasları, ibadetler ve ahlak ilkelerini bildirerek bunlara uyulmasını ister. Bir Müslümanın Kur’an-ı Kerim’e karşı vazifeleri şunlardır:

  • Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın (c.c.) sözü ve son ilahi kitap olduğuna inanmak.
  • Kur’an-ı Kerim’in bozulmadan, değişmeden günümüze ulaştığına inanmak.
  • Kur’an-ı Kerim’i okumanın ibadet olduğuna inanmak.
  • Kur’an-ı Kerim’i okumak için bedenen, ruhen ve kalben hazırlık yapmak.
  • Kur’an-ı Kerim’i hükümlerinin kıyamete kadar devam edeceğine inanmak.
  • Kur’an-ı Kerim’e karşı daima saygılı ve edebli davranmak.
  • Kur’an-ı Kerim’i anlamaya çalışarak ve düzgün bir şekilde okumak.
  • Kur’an-ı Kerim ayetlerini hayatımızın her alanında uygulamaya çalışmak.

İnsanlara Karşı Vazifelerimiz

Dinimizde Allah’a, Peygamber Efendimize ve Kuran’ı Kerim’e karşı vazifelerimiz olduğu gibi birlikte yaşadığımız insanlara karşı da vazifelerimiz bulunur. Dinimiz bizlerden sorumluluk sahibi insanlar olarak diğer insanlarla ilişkilerimizi hak, hukuk, emanet, dürüstlük, sevgi, saygı, adalet gibi temel kavramlar ışığında sürdürmemizi ister. İnsanlarla olan ilişkilerde gözetilmesi gereken hakların başında da kul hakkı gelir. Kul hakkı insanların sahip olduğu haklar anlamına gelir. İnsanlar arası ilişkilerden doğarlar. Kul hakkı yemek, insanın sahip olduğu tüm hakların başkaları tarafından alınması, kullanılması, çiğnenmesi ve ihlal edilmesi demektir. Bu yüzden kimsenin hakkını yememeliyiz. Herkese karşı sevgi ve saygı içinde olmalıyız. İnsanlarla aynı toplumda yaşıyorsak sevincimizi ve kederimizi insanlarla paylaşmalıyız. Böylece dinimizin gereklerini de yerine getirmiş oluruz.

Açık Lise Tarih 1 Online Sınav testler çöz

 

Açık Lise 1. Dönem Sınav Tarihi
23.12.2023 - 24.12.2023
Sponsor